Normal Mod | Çizgisel Mod Afro Samurai

Afro Samurai, Takashi Okazaki'nin yarattığı bir Japon manga serisi. Şimdiye kadar Fuminori Kizaki'nin yönettiği 5 bölümü yayımlandı. Şimdi ise çizgi karakter grafikleriyle video oyunu bizlerle.

Baş kahramanımız olan Afro (ismini saç stilinden almıştır, nam-ı diger bonus kafa), küçük yaşta babası olan Rokutaro'nun ölümüne şahit olmuştur. Rokutaro, zamanında bir numaralı 'kafa bandının' taşıyıcısıdır. Justice, Rokutaro'yu öldürerek bir numaralı kafa bandını ele geçirir. Afro'da bunun üzerine babasının intikamını almaya yemin eder ve maceramız başlar. Ancak önemli bir nokta şudur ki; bir numaralı kafa bandını taşıyana meydan okuma hakkı yalnızca iki numaralı kafa bandını taşıyan kişiye aittir. İki numaralı kafa bandını taşıyan kişiye ise herkes saldırabilir. Ve ne yazık ki kahramanımız Afro, iki numaralı kafa bandını taşıyan kişi olarak herkesin saldırısına açıktır.

Kanlı bir intikam hikayesi.

Tabi ki Afro'nun intikam alabilmesinin tek yolu bu bandı taşımaktır. Japon geleneklerinin, kılıçların, robotların ve Hip hop'un bulunduğu bu hikaye, tıpkı kill Bill serisi gibi kanlı bir intikam hikayesidir ve oyun boyunca Afro hayallerinde babasının öldürüldüğü o anı düşünecektir.




Kan Güzeldir

Animenin doğası gereği, oyun gerçekten çok kanlı geçiyor. Pek çok kılıç taşıyan kahramana göre Afro işini biraz daha kanlı hallediyor. Hatırlıyorum da Nariko (Heavenly Sword) bir bölüm geçebilmek için 400 askeri öldürmek zorunda kalmıştı. Afro'nun karşılaştığı ilk düşmandan ekranınıza sıçrattığı kan, Nariko'nun 400 askerden çıkardığı kandan daha fazladır. Havada uçan kafalar, yarısı kopan kafalar, enine ya da boyuna ikiye bölünen vücutlar ve Samuel L. Jackson'dan duyduğunuz küfürler, ESRB nin 17+, PEGI nin 18+ işaretini koymasına sebep olmuş. Neden böyle bir başlık attım? Oyunun resmi sitesinin adresine bir bakın: bloodisbeautiful.com. Siteden karakterlerin biografilerine de ulaşabilirsiniz.

Samuel L. Jackson Faktörü.

Kahramanımız Afro'nun bir hayli küfürbaz arkadaşı olan Ninja Ninja'yı, Samuel L. Jackson oldukça başarılı ve eğlenceli bir şekilde seslendirmiş. Zaman zaman ormanda nereye gideceğinizi kestiremediğinizde, dijital aşağı ok tuşuna basıyorsunuz ve dumanlar arasından size nereye gitmeniz gerektiğini gösteren Ninja Ninja isimli beyaz bonus saçlı karakter beliriyor. Siz yanına gidene kadarda dumanların içerisinde öksürerek sizi bekliyor. Şayet Ninja Ninja'yı çok fazla çağırırsanız, burada yazamayacağım şekilde size küfürler yağdırmaya başlıyor. Ya da kuvvetli bir düşman ile karşılaştığınızda, sizinle hiç çekinmeden alay edebiliyor. Yine de söylediğim gibi oyun boyunca Ninja Ninja'ya ihtiyaç duyacağınızdan, bu durumu biraz sineye çekmeniz ve küfürlerine kulak tıkamanız gerekiyor.

Afro, kılıcıyla temel olarak orta ve yüksek şiddetli kılıç hamleleri yapabiliyor. Tüm kılıçlı kahramanlar gibi Afro'nun da, hatırı sayılır derecede, düşmana zarar verebilen komboları mevcut. Ancak bosslar hariç diğer düşmanlarınıza karşı çok spesifik kombo hareketler yapmak zorunda kalmıyorsunuz. Bu yönü ile komboların, daha doğrusu düşmanların, biraz zayıf ve rutin olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Yani siz özel bir çaba göstermesenizde Afro Sizin için ortaya karışık birşeyler yapıyor.




Oyundaki kan unusurunu artıran en önemli faktör odaklanma (focus) mekanizması. 'e bastığınızda Afro düşmanına hamle yapmak için odaklanıyor. Kamera ağır çekim, sihay beyaz görüntüye geçiyor. Odaklanma halindeyken düşmanlarınızın bulunduğu konuma göre, ya da tuşuna basılı tutup, en uygun odaklanma zamanında bastığınız tuşu serbest bırakırsanız, düşmanınızı enine ya da boyuna ikiye, tek hamlede bölebiliyorsunuz. En uygun odaklanma zamanını da Afro'nun kılıcının parlamasından anlıyorsunuz. tuşu yatay, tuşu da dikey pozisyonda kılıç savurmaya yarıyor. Hareketin gidişatına göre bir savurmada, birden fazla düşman öldürebiliyorsunuz. Odaklanma unsurununda bir şarz durumu var. Sürekli odaklanma haline ilerlemek mümkün değil. Düşmanınıza yaptığınız bir iki küçük hamlenin ardından bitirici hareketi yapmak sanırım daha eğlenceli.

Odaklanma sadece öldürücü kılıç hamleleri yapmak için kullanılmıyor. Aynı zamanda ileri, geri, sağ ve sol tarafa doğru takla atmak ve çelme atarak birden fazla kişinin ayaklarını yerden kesmek amacı ile de kullanılabiliyor.

Dostumuz, düşmanlarını öldürerek oyunda ilerledikçe, sağlık seviyesini ve dövüşme kabiliyetini artırıyor. Düşmanlarınızdan aldığınız darbeler ile yaralanınca, Otsuru'nun ayıcıklarına başvuruyorsunuz. Bölümler içerisinde çeşitli yerlerde bulunan küçük ayıcıklar size enerji veriyor. Tek yapmanız gereken bu küçük ayıcıklara vurmak.

Oyunun sunumunun, yukarıda bahsettiğim Samuel L. Jackson faktörünü de göz önünde bulundurunca, ortalamanın üstünde bir nota sahip olduğu söylenebilir. Ancak yine de hikaye ile ilgili ekstra bilgi için internete başvurmak zorunda kalıyorsunuz. Disk içerisinden anime serisi ile ilgili ekstra içerikler de olmalıydı diye düşünüyorum.




Oyunun grafikleri, manga severleri tatmin edecek düzeyde iyi. Çevre ve obje modellemeleri insana manga film izliyormuş hissi uyandırıyor. Ara bölüm geçiş videoları, gölgelendirmeler ve diğer tüm çizimler sanatsal açıdan değerlendirildiğinde gayet başarılı. Bölüm arası yükleme animasyonları da yine manga severlerin ilgisini çekebilecek düzeyde. Etrafta fazlaca etkileşime girebileceğiniz nesne yok. En fazla kırıp dökebileceğiniz birkaç sandık, fıçı vb. nesneler var. Kan unusuru bu kadar ön planda olunca hali ile kanlı görsel efektler üzerinde ekstra uğraşıldığı belli oluyor. Pek çok mangada filimde olduğu gibi, oyuda da bazen ekranınız ikiye hatta üçe bölünebiliyor. Siz rakibiniz ile kapışırken, tepeden size nişan almış bir keskin nişancının size silah doğrulttuğunu bu sayede görebiliyorsunuz. Pek çok japon çizgifilminde kullanılan bu karakteristik özellik, oynanabilirlik adına da oyun için güzel bir artı.

Oyun, başlarda eğlenceli bir şekilde ilerlerken giderek tekdüzeleşiyor. Kombolar, kan herşey güzel gidiyor derken elbiseleri hatta yüzleri bile aynı, yüzlerce düşmanı, tekrar tekrar ve tekrar öldürüyorsunuz. Bazı bölümlerde senaryo gereği aynı haritadan bir kaç kere geçmeniz gerekebiliyor. Bossa erişene kadar sıkıntıdan patlamış bile olabilirsiniz. Bosslar ise kameranın azizliği yüzünden canınızı biraz sıkabilirler. Ancak cüsselerinin onda biri zekaya sahip olduklarını söyleyemeyeceğim. Çoğu bir harekete başlamışsa, sonuna kadar devam ediyor. Siz karşısında olmasanız bile! Bu durumda kolaylıkla arkasına dolaşıp vurabilecekken, oyun kararsız kalabiliyor.

Oyunun oynanabilirliğine en kötü darbeyi kamera vuruyor. Çok hızlı hareket ettiğinizde sizi takip edemiyor. Hatta bazen sizin ile hiç alakası olmayan yerlere odaklanıyor. Bazı durumlarda da ne tarafa dönceğine karar veremiyor. Bu da anlamsız görüntüler oluşmasına sebep olabiliyor. Özellikle bosslar ile dövüşürken, oyun kolunu fırlatıp atmak istiyorsunuz. Bir güncelleme çıkar mı bilmiyorum ama bu haliyle oldukça kötü.




Müzikler genel notu yükseltecek nitelikte güzel. Mixler Afro Samurai için RZA tarafından yapılmış. Ancak ses efektleri için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Karşınızda kocaman göbeği ile görüntüde kahkaha atan bir adam varken, hoperlörlerden hiç ses gelmeyebiliyor. Hatta bazı durumlarda ses efekti ve görütü arasında senkron problemi varmış hissine kapılabiliyorsunuz.

Oyunun demosu oldukça eğlenceli ve ilginç bir kılıç oyunu ile karşı karşıya olduğumuz hissini uyandırıyordu. Ancak oyunu alıp, tam sürümünü bitirmeye çalıştığınızda ilerledikçe zevk kat sayısı düşüyor. Aslında senaryodaki oldukça ilgi çekiciliğe rağmen, oyunun kameradan kaynaklandığını düşündüğüm oynanabilirlikteki başarısızlığı oldukça düşündürücü. Geliştirici Namco Bandai'nin Tekken ya da Soulcalibure gibi önceki işlerine bakıldığında, Afro Samurai'nin oynanabilirliğindeki bu derece kötü duruma anlam vermek zor.

Serininin kronolojisi aşağıdaki gibi.
01 "Revenge" 2007-01-04
02 "The Dream Reader" 2007-01-11
03 "The Empty Seven Clan" 2007-01-18
04 "Duel" 2007-01-25
05 "Justice"